• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406

BİRİNCİ ÖNCELİK TRAFİK SORUNU

BİRİNCİ ÖNCELİK TRAFİK SORUNU

Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan Adayı Ömer Köseoğlu geçtiğimiz hafta yaptığı bir söyleşi ile projelerini anlattı. Gerçekleşen söyleşide ailesi ve kendisinden de bahseden Köseoğlu’nun konuşmalarında şu ifadelere yer verdi;
“1956 Çivril doğumluyum. Babam Eczacı Tuğrul Köseoğlu, annem rahmetli hemşire Mesude Köseoğlu. İki kardeşiz. Ablam var emekli, evli, üç çocuğu var, İzmir de yaşıyor. ben evliyim iki çocuğum var. Kızım evlendi bir torunum var 7 yaşlarında. Oğlum geçen yıl evlendi, İstanbul’da yaşıyor, eşi ile birlikte bir ilaç fabrikasında çalışmaktalar.
1979'da mezun olduktan sonra eczacılık yaşamımı Çivril'de devam ettirdim. Bir süre 3-4 yıl babamla aynı eczanede çalıştım. Daha sonra eczane sayısının artmasıyla, Devlet hastanesinin karşısında bir 35 yıl kadar eczacılık yaptım. Annem rahmetli olduktan sonra da babam eczanesini kapattı, ben de onun eczanesine taşındım. İki buçuk yıldır da burada eczacılık faaliyetime devam ediyorum.
Üç yıl Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanlığı yaptım. Bu dönem de Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan adayıyım. Hatırlarsınız geçen yıl hemen hemen bu aylarda bizim Ankara’da bir kurultayımız olmuştu. Bu kurultay dönüşünde siz değerli basın mensuplarıyla burada bir değerlendirme toplantısı yaparken bir gazeteci arkadaş bir sorusu olmuştu. Önümüzdeki dönemlerde belediye başkanı adayı olur musunuz? demişti. Ben de olurum demiştim. Ertesi gün de bu haberi manşetten duyurmuştu. O gün bugündür belediye başkan aday adayı sıfatıyla dolaştım. Kasım ayında bu aday adaylık, adaylığa dönüştü. Kasım ayından itibaren de Cumhuriyet Halk Partisi başkan adayıyım. Yalnız olarak özellikle simaen çok tanıdığım, eczanede tanıdığım, sokakta, kahvede tanıdığım insanları daha geniş tanıma amacıyla yani mesleği, işi, eğitimi, yaşam biçimi ailesi ile özel ziyaretlerde bulundum. İşyerlerine gittim yarım saat, onbeş dakika sohbetlerle hem kendimi onlara anlattım hem onları dinledim. Onların Çivril’le ilgili olan taleplerini aldım. Ben bu iki aylık tanışma ziyaretlerinden olağan üstü memnunum kaldım. Sanıyorum konuştuğum insanlarda memnun oldular. Onlarda beni kendi halinde yaşayan bir insan olarak görürlerken Biraz daha yakından tanıyarak düşünme tarzımı projelerimi öğrendiler. Karşılıklı bilgilerimizin paylaşımı da bana eğer seçilirsem yapacağım belediye başkanlığında bir yol çizdi. Bu yolun etkisiyle bu projelerin kitapçığını hazırlattık. Bu birkaç gün içerisinde proje kitapçığı baskısı ilk seferde 5000 adet basılıp her yerde televizyonda, internet ortamında facebook sosyal medya dediğimiz alanlarda projelerimizi teker teker anlatacağız. Kamuoyuyla paylaşacağız ve onların desteğini isteyeceğiz.
Projelerimizin amacında önce Çivril’in belediye başkanı olmak var. Yani insanların hiç biz zaman siyasi görüşlerine göre, yada zengin fakir, köylü şehirli sıfatlarla ayırmadan herkesi insan olarak, birey olarak karşıda görerek onların haklı taleplerinin sonuna kadar savunucusu olacağım, arkasında olacağım. Çivril’in Belediye Başkanı olmak böyle bir olay. Çivril’in belediye başkanı olmak aynı zamanda bunu Çivril Belediye personeli gerçekleştirmek. Çivril Belediye personelinin ki; hatırı sayılır bir rakam var 330 civarı çalışanı var. Önce personellerin özlük haklarını, anlamak, kavramak, çalışma koşullarının zorluğunu anlamak kavramak, onlara neler yapılabilir bunu pekiştirmek lazım. Böylece karşılıklı sevgi ve saygı ortamını personelle sağladıktan sonra, abi kardeş, yönetici çalışan işbirliğini sağladıktan sonra Çivril belediyesi olarak vatandaşa nasıl hizmet götürürüzün çabalarını sarf etmek. Yani gelen vatandaşa güler yüzlü, yumuşak, onların istediklerini anlatan, onları zora koşan değil de işlerini çabuklaştıran bilgi sahibi terbiye personeli oluşturmak.
Buradan açıkça söylüyorum!
Çivril Belediye personeli içinde hiç kimsenin siyasi görüşü, düşüncesi beni ilgilendirmiyor. Tek ilgilendiren şahsım dahil Çivril Belediyesi çalışanları (eğer seçilirsem tabi) olarak yapacağımız iştir, bize yüklenen görevdir.
Kim görevini yapıyorsa şahsım dahil bir problem yaşamam. Ama kim görevinin ötesinde kaytarıyorsa, görevini yapmıyorsa ya da siyasi bir tercihlerle oraya getirtirmiş oturtulmuş, tabiri yerinde ise havadan para alıyorsa kendi partilim dahil kamunun parasını böyle çarçur edilmesine izin vermem. Dahası Çivril Belediyesinde hırsızlık, yalancılık, rüşvet, entrika, dalavere, dedikodu bunlara da kesinlikle ve kesinlikle izin vermem. Çünkü ben her ne kadar yumuşak nazik görünümün altında gerçekten otoriter bir yapıya sahibimdir. Emeğin kutsal olmasına inanırım. Her şeyin çalışmakla emekle elde edildiğine inanırım. Emek gösteren çalışan insanlara sonuna kadar saygı duyarım ama bunun ötesin de sadece laf üretenlere hiçbir şekilde saygı duymam ve otoriterliğimi orda gösteririm.
Otoriter olmayan çalışma prensipleri olmayan, ilkeli davranmayan hiçbir kurum zaten başarıya ulaşamaz. O halde birinci yapacağımız iş Çivril Belediye personeli ile seçilecek olacak belediye başkan adayının bütünleşmesi ve tek vücut olması bu en önemli iş.
Çivril de yaşayan bir vatandaş olarak bir takım tespitlerde bulunmalıyız. Biliyorsunuz ki geçtiğimiz son beş yıl içerisinde büyükşehir belediyesi diye bir kavram ortaya çıktı ve Çivril de yapılan bir çok işi büyükşehir üstleniyor. Mezarlıklardan mezbahaya, DESKİ dediğimiz kanalizasyon işlerinden Çivril merkezindeki yollara, mahalle yollarına, yani birçok işi büyükşehir üstleniyor. Örneğin, yapılan kapalı yüzme havuzu büyükşehrin bir sonucu. Çevre yolunun düzenlenmesi öyle, Çivril merkezde yapılan yağmur ve su boruların değişmesi, sıcak asfaltlama hep bunlar büyükşehrin görevleri olarak görünüyor.
Çivril Belediye Başkanının görevi nedir? Bir koordinasyon sağlayabilmek, bir uyumu sağlayabilmek. Neyle? Çivril sorunlarını alıp bunu ilgili makama, Büyükşehir mi olacak, Ankara’da ki bakanlıklar mı olacak, valilik mi olacak, kim olacaksa bunları bunlara taşıyıp Çivril’in sorunlarını sorumlu olan kurumlarda bunu masaya yatırıp çözmek. Dolayısıyla Çivril Belediye Başkanı adayı arkadaşımızın çıkıpta yada belediye başkanlığını yapan arkadaşımızın bunu çıkıp ta Çivril’e bunu getirdim, şunu yaptım bunu yaptım stadyum yaptım demiş olması bu koordinasyon görevinden dolayı çok da haksız sayılmaz.
Ama bunu söylediği andan itibaren de bir takım eleştireli karşılaması lazım. Örneğin bir yol yapılıyor sıcak asfalt yapılıyor güzel bir şey ama yoldaki kotlama hatasından dolayı su birikiyor. Bir kaldırım yapılıyor, kaldırıma taşlar öyle özensiz döşenmiş ki, yerlerinden oynuyor kırılmış geçerken üzerinize su sıçrıyor. Yapılanı öyle sıfırlıyor ki özensiz mimarı özensiz çalışmalar eleştiri olarak mevcut belediye başkanı arkadaşımıza yöneliyor.
Şimdi bizde yarın belediye başkanı olarak seçilirsek bunlardan da ders alarak, demek ki, her hangi bir ihalenin sonuçlandığı anda kabulü yapılacağı zaman sonuna kadar takipçisi olup, ihale koşullarına uyulmuş mu, uyulmamış mı? Yapılan hizmet verimli mi? Ne kadar özen gösterilmiş? Ve bunların kontrollerin yapılıp, ödemesini daha sonra yapmak gerekiyor. Bu ne demek daha fazla bir denetim, daha fazla sahaya inip daha çok fazla mesai harcamak. Bazı şeylerden de zamanı kısmak. Ne demek istiyorum? Televizyon röportajlarına az gitmek. Bazı toplantılara az gitmek. Protokolün hemen hemen hepsinde yer almamak. Yapılan işleri sıkça yerel basında, yapılması gereken işleri sorunları tartışmak yerine daha böyle reklama dayalı billboardlarda fotoğrafınız var, bazı televizyon kuruluşlarında sohbetleriniz var, hatta buralara para aktarımları var, bir israf var, hatta bir şatafat var. Bunlardan uzak kalmak gerekiyor. Ben sade bir vatandaşım. Kendime göre mütevazı bir yaşam biçimim var. Reklamdan, fotoğraflar çektirmekten, görünür olmaktan da mizaç olarak da çok sıkılan bir insanım. Ben hiçbir toplulukta en ön saflarda olmak durumunda değilim. Kendi halinde, tek başına genelde yürüyen, düşünen, okuyan, yorum yapan bir insanım. Dolayısıyla bu mizacım ister istemez belediye başkanı olursam belediyeye de yansıyacaktır. Yani belediye israftan, reklamdan, şatafattan uzak kendi halinde belediyecilik anlayışını oraya getirip koyacağım. Çünkü herkesin yaşam ilkeleri neyse ortadaki icraatı da o olacaktır.
Çivril Büyükşehir olduktan sonra geçmişte köy, beldeler şimdi Çivril’in bir mahallesi olarak gösterildikten sonra Çivril’i bir bütün olarak düşünmek gerekiyor. Ama bir gerçek de var. Siz kağıt üzerinde Çivril’in bir mahallesi olarak gösteriyorsunuz ama gerçekte onlar uzakta bir köy. Çivril’in merkezindeki sorunları ile o köylerin sorunları karşılaştırılabilir olmaktan çok uzak. Çivril’in merkezindeki bir yeşil alan parktan bahsedersiniz de o köylerde yeşil alandan parktan bahsetmek mümkün değil. Çünkü adamların daha bir yolu yok. Sokak aralarında yolları yok, imar geçmemiş, arazi yolları yok. Onların sorunları bambaşka.
Projemizi hazırlarken de önce bunları kendimizce bir sınıflandırdık. Öncelikle Çivril merkezi ele aldık. Çivril merkezinde acil olarak gözüken nedir? Büyükşehrin merkezin tam ortasından geçen bu yolu yaptıktan sonra geniş kaldırımlar dar yol, trafik sorunu, park sorunu en görünen bir sorun oldu. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında üstesinden gelmek mümkün değil. Görüyorum trafik arabası sık sık dolaşıyor. Arabaların Fotoğrafını çekiyor. Ceza kesiyor. İyi de bu ceza kesmekle düzelecek bir iş değil. Hadi onlar görevini yapıyor, haklılar. Bu keşmekeşliği ortadan kaldırmak için en azından ceza yöntemiyle bir nizam düzen getirmek istiyorlar. Ama belediyenin asli görevi ne? Yapın kardeşim bir otopark. Biz gelip bunu yapacağız. Bir değil iki üç yere otopark yapacağız. Biz insanları otoparka yönlendireceğiz. Yani çarşı esnafı dükkanına işyerine geldiği zaman arabasını dükkanının önüne park ettiği zaman oraya hiç kimse yanaşamaz hale geliyor. Orayı paralı yapalım. Diyelim ki yarım saati 5 tl yapalım.Şuan öylesine bir rakam söylüyorum. Ama günlük otoparkı bütün gün koymayı 5 tl yapalım. O zaman kimse dükkanının önüne arabasını koymaz. 300 metre 500 metre yürür oradaki bir otoparka arabasını koyar, dükkanının önü boş kalır. İki yönlü faydası var. Bir her hangi bir kişi alışveriş yapmak için bir esnafın önünde duramıyor şuanda. Boş yerler olursa durur alışverişini yapar. Hem o esnafımızın ekonomik anlamda şikayeti kaybolur hem o çarşının trafik keşmekeşliği ortadan kalkar.
İkinci olarak, ben gerçekten çok önemli görüyorum. Çivril de bisiklet çok yaygın. Yaşlısı genci bisikletin üzerinde gidiyor. O daracık yolda sağdan soldan gelen arabalar arasında bisiklet kullanabilmekte ustalık istiyor. O zaman benim kişisel düşüncem şu kaldırımların birer metre bir taraftan birer metre diğer tarafından dubalarla ayrılmış bir geliş gidiş bir bisiklet yolu yapılabilir. Böylelikle bisikletliler arabaların yolundan değil kendilerine ayrılmış olan yolda olacaklar. Bu basit bir şey gibi görünebilir ama olası bir kazayı ve can kaybını engeller. Yani trafik keşmekeşliği, otopark bu Çivril merkezinde yapacağımız birinci iş.”
Önümüzdeki hafta Ömer Köseoğlu’nun projelerini paylaşmaya devam edeceğiz. Haber: Oral SARI


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Saat
Site Haritası